4 Eylül 2016 Pazar

FLORANSA VE PİSA GEZİ REHBERİ


FLORANSA

Floransa’ya Roma Termini İstasyonu’ndan hızlı tren kullanarak yaklaşık 1,5 saatte, normal tren ile de yaklaşık 3 saatte gitmeniz mümkün. Floransa Arno nehri etrafına kurulmuş şirin bir şehirdir. Floransa küçük bir şehirdir, bu sebeple de şehri keşfederken toplu taşıma araçlarına ihtiyaç duyulmamaktadır. Floransa tarihi ile sizi kesinlikle etkileyecek ve tekrar tekrar gitmek isteyeceğiniz şehirlerden biri olacaktır. Kışın ve yazın olmak üzere iki kez Floransa'yı ziyeret ettik. 

Floransa'yı gezmeye ilk olarak Piazzale Michalengelo (Michelangelo tepesi )'dan başlanabilir. Muazzam bir Floransa manzarası sizleri beklemektedir.





Floransa, 15.yüzyılın başlaması ile Avrupa’nın en büyük ve en zengin şehirlerinden biri olmuş. Bunda kesinlikle Medici Ailesi’nin payı çok büyük. Medici Ailesi Yüce Yaratıcı’ya hizmet amacıyla bütün yetkilerini kullanarak kiliseler inşa etmeye başlamışlar ve sanat eserlerinin yapımını teşvik etmişler. Rönesans'ın büyük ustaları Botticelli, Michelangelo ve Donatello atölyelerinde başyapıtlarını sergilemişler.


 

Floransa’da ilk görülecek yer Duomo Katedrali. (Santa Maria Del Fiore) Her yanı mermer işlemeleriyle yapılan katedral tam bir sanat eseri. Yapımı yaklaşık 200 yıl sürmüş. Katedral o kadar muazzam, o kadar ihtişamlı ki insan izlemeye doyamıyor. Kubbesi dünyada inşa edilmiş en büyük kagir kubbedir. Kubbenin içinde cehennem ve hesap gününe ait resimler bulunmakta. 

Santa Maria Del Fiore







Duomo’nun hemen karşısında Vaftizhane bulunmakta.Vaftizhane ise muhteşem kapılarıyla ünlü. En ünlü kapısı da Doğu Kapısı. Doğu Kapısı’na aynı zamanda Cennetin Kapısı da denmekteymiş. Orjinal kapısı müzede sergilenmektedir. Gerçeğine çok yakın olan kopyası Vaftizhane de takılı olarak durmakta. Kapının üzerinde Peygamberlerin hayat hikayeleri eski ahite dayanılarak resmedilmiş. Güney Kapıları Vaftizci Yahya’nın vefatını, Kuzey Kapıları ise Mesih’in hikayelerini simgelemekteymiş.







Floransa tam bir açık hava müzesi. Vaftizhane’nin sağından yürüyerek Sinyorlar Meydanı’na gidilmekte. (Piazza Della Signoria) Ortaçağda bir çok toplantı bu meydanda yapılıyormuş, günümüzde ise Floransa’nın turizm kalbi. Meydanda Herkül’ün heykeli, Perseus’un Medusa’nın başını kestiği meşhur heykel ve Michalengelo’nun meşhur Davud heykelini görebilirsiniz. Heykeller o kadar iyi yapılmış ki vücuttaki bütün kas hareketlerini ve damarlarını bu heykellerde görebiliyorsunuz. Ayrıca dünyaca ünlü Uffizi müzesi ve Plazzo Vecchio (Eski Saray) da bu meydanda bulunmakta. Aynı zamanda Anthony Hopkins’in canlandırmış olduğu Hannibal Lector karakterinin işlemiş olduğu cinayet bu meydanda ki Palazzo Vecchio’da gerçekleşmiştir.
Uffizi Floransa’nın en büyük müzesi ve zamanında Medici ailesi tarafından ofis olarak kullanılıyormuş. 

Plazzo Vecchio
Piazza Della Signoria



The Nettuno (1575)
Uffizi’yi geçip nehre doğru yürüyerek Floransa ile özleşleşmiş “Ponte Vecchio” (Eski Köprü) ulaşabilirsiniz. Günümüzde köprünün her iki tarafında da kuyumcular bulunmakta.

Ponte Vecchio
Floransa’nın tarihi ve kültürel doğasının yanı sıra, gürültülü ve heyecanlı bir gece hayatı var. Şehirde canlı müzik çok rağbet görüyor. Yaz döneminde Piazza della Santissima Annunziata’da açık havada caz gösterileri yapılmaktadır. 

Floransa'nın dar sokaklarnda kaybolarak şehrin diğer güzelliklerini de keşfedebilirsiniz.

Santa Croce

Santa Maria Novella

FLORANSA YEME-İÇME VE ALIŞVERİŞ

Floransa'da alışveriş denilince ilk akla gelen deri pazarıdır. Floransa deri ürünleri ile ünlüdür. Deri bayan çantaları, erkek kemerleri, bayan-erkek deri cüzdanları her bütçeye hitap edecektir.



Tabiki de Floransa'da bir İtalyan şehri olduğundan pizza ve makarna yemeden olmaz. Ama mutlaka Floransa bifteğinide denemelisiniz. Özel olarak fıçılarda bekletilen et çok lezzetli.


Floransa'da dondurmalar Roma şehrindekiler kadar lezzetlidir belki de daha lezzetli. Gelateria Dei Neri'de mutlaka dondurma deneyin.


PİSA

Pisa yaklaşık olarak Floransa’nın 80 km batısında ve tren ile ulaşım yaklaşık 50 dk. sürmektedir. Tren ile Pisa’ya gitmek ucuz, hem de kırsal kesimleri görmek için en iyi yol. Pisa’da görülmesi gereken en önemli eserler; Battistero (Vaftizhane), Campo dei Miracoli (Mucizeler Mekanı), Campsoanto, Duomo (Katedral), Orto Botanico (Botanik Bahçe), Piazza dei Cavalieri (Şovalyeler Meydanı), Torre Pendente (Eğik Kule). Görülecek bir çok eser bulunmasına rağmen çok küçük ve şirin bir şehir olan Pisa’yı bir günde gezmek mümkün.

Piazza Del Cavalieri




Piazza del Cavalieri (Şovalyeler Meydanı) Pisa’daki öğrenciler için bir merkez niteliğinde. Pisa Üniversitesi bu meydanda bulunmakta.  Yine bu meydanda bulunan Şovalyeler Kilisesi’nin duvarlarında şovalyelerin savaş standartlarını gösteren süslemeler yer alır. 










Campo dei Miracoli (Mucizeler Mekanı),dünyada en fazla fotoğrafı çekilen yerlerden bir tanesi. Eğik kulenin çevresindeki yeşillikler, Duomo ve Vaftizhane bu meydan içerisinde yer alan güzelliklerden. Bu alanda eğik kuleye destek veriyormuş gibi klasik bir fotoğraf çekilebilir, hediyelik eşya satan yerlerden özellikle Türkçe konuşmayı öğrenmiş, “Pazar ağzı” kullanan kişilerden çok güzel hediyelikler alabilirsiniz.

Campo Dei Miracoli
Duomo (Katedral) 1063 yılında inşa edilmiş. Duomo nun dış cephesi çok etkileyicidir. İçerdiği cam, İtalyan çiniler, çiçek ve hayvan desenleri muhteşemdir. Katedralin iç kısmının büyük bir bölümü zamanında çıkan yangında zarar görmüş. Floransa’nın zengin ailesi Medici tarafından yenilenmiştir. Doğu tarafında bulunan bronz kapıların tasarımında Arap etkilerine rastlanmakta. Orto Botanico (botanik bahçe) Avrupa’daki en eski botanik bahçelerden bir tanesidir.

Duomo



Torre Pendente (Eğik kule) muhteşem bir mimari eserdir. Sekiz katlı bu binanın iç kısmı boş, spiral şeklindeki merdivenleri yukarıya, yedi çanın bulunduğu çan kulesine kadar uzanıyor. Kuleye tırmanmak için öncelikle internet üzerinden rezervasyon yapılması gerekmekte ki buna rağmen her zaman uzun kuyruklar olabiliyor. Torre Pendente



Turistler tarafından en çok ziyaret edilen yerlerden olan kulenin eğik olmasının sebebi kum üzerine inşa edilmiş olması. Bu eğiklik 4.katın eklenmesi ile birlikte başlamış ve kulenin tamamlanmasıyla birlikte eğim 1.4 mt seviyesine ulaşmış. Her yıl biraz daha kaymaya devam ediyor. 1993 yılında kayma 5.4 mt seviyesine ulaşmıştır. 





Pisa şehrinde alışveriş için uğrayabileceğiniz başlıca iki sokak Borgo Stretto ve Corso Italia’dır. Corso Italia küçük mağazaların bulunduğu ve aile işletmelerinin yer aldığı bir cadde. Borgo Stretto ise daha çağa uygun bir merkez, ilgi çekici butikler ile küçük bir turist pazarı bulunmaktadır.

14 Ağustos 2016 Pazar

ROMA GEZİ REHBERİ

Roma şehri tam anlamıyla tarihi bir şehir, adım attığınız, kafanızı çevirdiğiniz her yerde tarihi yapıları görmek mümkün. Roma şehrine ayak basar basmaz yapılacak ilk şey kesinlikle bir "Tourist Information" bulup şehrin haritasını almaktır. Bu haritada şehrin önemli yapıları görülmekle beraber, buralara ulaşım için metro istasyonları da bulunmaktadır.



Roma şehrinde uygun konaklama için Termini çevresindeki oteller göz önünde bulundurulabilir. Aynı zamanda Termini'de Ana Tren İstasyonu ve Ana Otobüs Durağı bulunmaktadır. Çevre şehirlere seyahat etmek için Termini istasyonu kullanılmaktadır.

Roma da gezilecek görülecek birçok yer var. Roma'da kalacağınız gün sayısına göre gezeceğiniz yerlerin, göreceğiniz müzelerin daha önceden planını mutlaka yapmalısınız. Kalacağınız güne göre Roma Pass alabilirsiniz. 48 saatlik ve 72 saatlik kartların farklı avantajları bulunmaktadır. RomaPass

Gidince görülmesi gereken yerlerin başında Vatikan, Castel S'ant Angelo, Pantheon, Fontana de Trevi (Nam-ı diğer Aşk çeşmesi), Piazza Di Spagna (İspanyol Merdivenleri), Colosseo (Kolezyum) ve Forum Romanum bulunmaktadır.


Vatikan
Vatikan her ne kadar Roma içinde yer alsa da aslında dünya üzerindeki en küçük ülkedir. Vatikan'a girebilmemiz için en önemli kural kısa şort, kısa etek ve askılı tişörtlü olmamaktır. Vatikan'dan içeri girince Hristiyan tarihinin en gösterişli bazilikası olan St.Pietro's sizi karşılamaktadır. Kubbesi ile Roma'nın siluetindeki en önemli parçalarından biridir. Cupola (kubbe) tasarımı Michelangelo tarafından yapılmıştır. Kubbeye çıkmak için biraz kondisyon lazım ve tabii ki kapalı alan korkunuz olmamalıdır. Çünkü bir insanın geçebileceği darlıkta, mistik merdivenlerden geçecek ve kubbenin eğimli kısmına denk geldiğiniz sıralarda duvarın eğik şekilde olması ile oldukça değişik bir deneyim yaşayacağınız yerlerden geçip tam tamına 552 merdiven çıkarak muazzam bir Vatikan manzarasına ulaşacaksınız. Dünyanın en büyük müzelerinden biri olan Vatikan müzesini mutlaka görmelisiniz. Gitmeden önce biletinizi almanız durumunda uzun kuyruk beklemekten kurtulmuş olacaksınız. "Vatican Museum"

.
St.Pietro's

Castel S'ant Angelo, konum olarak Vatikan'a çok yakındır. Melekler ve Şeytanlar filmini izleyenler bu kaleyi hatırlayacaklardır.Bu silindirik bina, ilk zamanlarda (M.S. 2.yy civarında) Roma İmparatoru Hadrian ve ailesinin mozolesi olarak yaptırılmış ancak daha sonra (M.S. 4.yy civarından sonra) uzun yıllar kale ve bir sürede hapishane olarak kullanılmış. Kalenin tepesine bir melek indiği rivayetlerinden sonra (tepesinde Mikail'in heykeli bulunmaktadır) adı Castel S'ant Angelo olarak değiştiği söylenmektedir. "Castel S'ant Angelo"

Herhangi bir olağanüstü hal durumunda Vatikan'dan Papa güvenle buraya gelip saklanabilsin diye Vatikan ile Castel S'ant Angelı arasında bir geçit bulunmaktadır.

Kalenin terasında mükemmel bir Roma manzarası görülmektedir. Panaromik olarak Roma'nın birçok tarihi yapıtı bu terastan izlenebilmektedir. Aynı zamanda bu kalenin tam önündeki Roma'nın araç trafiğine kapalı tek köprüsü Ponte birçok melek heykeliyle süslenmiş, görsel açıdan zengin bir şekilde görülmeyi beklemektedir.

Ponte

Castel S'ant Angelo Teras Manzara

Roma'nın görülmesi gereken bir diğer yapıtı Fontana de Trevi meşhur Aşk çeşmesi çok büyüleyici bir yapıttır. Aşk Çeşmesi'ne gidince çeşmeye arkanızı dönüp sol omuzunuz üzerinden 3 adet madeni para atmak adettendir. Ve bunu yapan Roma'ya tekrar gelirmiş. Bu paralarda akşam Belediye tarafından toplanıp fakirlere dağıtılır.

Fontana de Trevi
Piazza Navona meydanı gerek tarihi havası ile gerek sokak sanatçılarının yaptığı müzikler ile gerekse cafelerden yükselen müziklerle insanda farklı duygular uyandırır. Bu meydanı yine Melekler ve Şeytanlar kitabını okuyan ya da filmini izleyen herkes, kardinallerden birinin havuzdan kurtarıldığı sahne ile hatırlayacaktır. Bu meydanı hem gündüz hem akşam görmenizi tavsiye ederim. Zira akşamları havuzların ışıklandırmaları, ressamlar ve müzisyenler size inanılmaz bir akşam geçirmenizi sağlayacaktır.

 Piazza Navona meydanının yakınında eski bir pagan tapınağı olan Pantheon bulunmaktadır. Daha sonra hristiyan kilisesine dönüştürülmüştür. Görünüşü kasvetli bir tapınak şeklindedir, içeri girdiğinizde ilk dikkatinizi çeken kubbede bulunan göz nam-ı diğer Occulus'dur.


Ve gelelim Roma'nın tarihi merkezine. Haritadan da görüleceği üzere Antik Roma, Piazza Venezia ile başlayıp Forum Romanum, Colosseum, Palatine Hill, Circus Maximus ve S.Giovanni e Paolo'yu barındıran alandır.





Piazza Venezia Roma'nın en popüler, en merkezi meydanıdır. Meydan da Palazzo Venezia (Venedik Sarayı), Vittorio Emanuele II Abidesi, San Marco kilisesi bulunmaktadır.




Palazzo Venezia




Forum Romanum Antik Roma'nın merkezidir. Bu alan Roma İmparatorluğu kalıntılarıyla çevrilidir. Heybetli binalar, sütunlar, halkın yaşadığı alanların kalıntılarını görebilirsiniz. "Forum Romanum"

                                                     Forum Romanum

Colosseum (Kolezyum) burada herkes tarafından bilineceği üzere İmparatorlar halkı eğlendirmek için gladyatör dövüşleri düzenlerdi. Kolezyum dünyanın yedi harikasından biridir. Dışarıdan gördüğünüz heybetli yapı hem gündüz hem gece fotoğrafları için kaçırılmayacak bir güzellik sunmaktadır. "Colosseum"

  Colosseum
Palatine Hill Roma kentinin kalıntılar açısından en zengin bölgesidir. Burada devlet binaları, hamamlar ve diğer kalıntıları görmek mümkündür. Circus Maximus Roma'nın antik hipodromu ve eski çağda araba yarışlarının yapıldığı alandır.

Piazza Di Spagna ve Spanih Steps (İspanyol Merdivenleri) İspanya Büyükelçiliği bu meydanda bulunduğundan buraya ve merdivenlere İspanyol adı verilmiştir. Roma'nın en hareketli yerledindendir. Ünlü markaların bulunduğu Via Condotti caddesi bu merdivenlerin karşısında bulunmaktadır. Merdivenlerin tepesinde Trinita Dei Monti kilisesi bulunmaktadır. İspanyol merdivenlerinde mutlaka bir mola verip, bira içmeyi unutmamak gerekir.


Piazza Di Spagna

Piazza Del Popolo

Piazza Del Popolo İspanyol merdivenleri çok yakınında bulunan bir meydandır. Hemen yanında Villa Borghese Roma'nın en popüler parkı bulunmaktadır.












ROMA YEME-İÇME

Roma'da ve İtalya 'da yemek denince akıllara tabikide pizza ve makarna gelmektedir. İçecek olarak mutlaka ev yapımı şaraplarını denemelisiniz.(Vino Della Casa) Tatlı olarak da Tiramisu ve Roma dondurma denemelisiniz.

Pizza'larda 4 peynirli pizza bizim çok hoşumuza gitmişti eğer peynir seviyorsanız bunu mutlaka denemelisiniz. Makarna olarak'da ravioli'yi denemelisiniz.

 


Roma'da birçok mekanda lezzetli pizza ve makarna yemeniz mümkündür. Yine de meşhur bir mekanda pizza yemek isterseniz Pizzeria de Baffetto denemenizi tavsiye ederim. Tiramisu'da mutlaka Pompi 'de denemelisiniz.

Roma'da her bütçeye uygun yemek alternatifi bulunmaktadır. Bu sebeple yeme-içme konusunda bu şehirde sorun yaşayacağınızı zannetmiyorum.